ÖSYM Sınavlarında Görev Almak İçin Ne Yapmalı? Tarihsel Süreçler Işığında Bir Yolculuk
Geçmişin İzinde: Ölçme ve Değerlendirmenin Doğuşu
Bir tarihçi olarak, geçmişin yankılarını bugünün kurumlarında duymak bana daima büyüleyici gelmiştir. Ölçme ve değerlendirme kavramlarının kökleri, modern ulus-devletlerin inşa sürecine kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde başlayan eğitimde merkezileşme hareketi, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte sistematik bir yapıya bürünmüştür. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, liyakat esasına dayalı bir kamu personeli anlayışının gelişmesiyle birlikte, sınav kavramı da devletin temel araçlarından biri hâline gelmiştir.
Bugün ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) adını taşıyan bu kurumun kökeninde, bireyin bilgi ve yeteneğini objektif biçimde ölçme ideali yatar. 1974 yılında kurulan ÖSYM, sadece sınav yapan bir kurum değil; aynı zamanda Türkiye’nin sosyal, kültürel ve eğitimsel dönüşümünün de aynasıdır.
Toplumsal Dönüşüm ve ÖSYM’nin Rolü
Her dönemin kendine özgü sınav hikâyeleri vardır. 1980’lerin hızlı kentleşmesi, 1990’ların üniversite hayalleri ve 2000’lerin dijitalleşen eğitim dünyası… Her biri, ÖSYM’nin işleyişini yeniden şekillendirmiştir. Bu dönüşümler içinde sınav görevlilerinin önemi hep artmıştır. Çünkü her sınav salonu, adaletin temsili bir mekânıdır. Görevliler sadece gözetmen değil; sistemin güvenliğini, tarafsızlığını ve toplumsal güvenini sağlayan kişilerdir.
İşte bu yüzden ÖSYM sınavlarında görev almak, sadece bir ek gelir kapısı değil, aynı zamanda kamu vicdanının bir parçası olma sorumluluğudur.
ÖSYM Sınavlarında Görev Almak İçin Ne Yapmalı?
1. Görevli İşlemleri Sistemi (GİS) Üzerinden Kayıt
ÖSYM sınavlarında görev almak isteyen herkesin öncelikle Görevli İşlemleri Sistemi (GİS)’ne kayıt olması gerekir. Bu sistem, ÖSYM tarafından yürütülen tüm sınavlarda görevli atamalarının yapıldığı dijital platformdur. GİS’e giriş, e-Devlet şifresiyle [https://gis.osym.gov.tr](https://gis.osym.gov.tr) adresinden yapılabilir.
Kayıt sırasında adaydan temel kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, görev tercihi (bina sınav sorumlusu, gözetmen, yedek gözetmen vb.) ve banka hesap bilgileri istenir. Başvurunun ardından sistem, ilgili eğitim kurumunun yöneticilerinin onayına sunulur.
2. Kurumsal Onay Süreci
Her sınav binasında görev alacak personel, bağlı oldukları kurum tarafından onaylanır. Bu genellikle Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu veya diğer kamu kurumlarındaki personellerdir. ÖSYM, görev dağılımını yaparken kurumun önerilerini, görevlinin deneyimini ve geçmiş sınav performanslarını dikkate alır.
Dolayısıyla yalnızca sisteme kayıt olmak değil, aynı zamanda kurum içindeki yöneticilerle iletişimde olmak da önemlidir. Kurum onayının ardından, görevlendirme bildirimi genellikle sınavdan 7-10 gün önce sistem üzerinden yapılır.
3. Görev Kabul ve Eğitim Süreci
Atama yapıldıktan sonra aday, GİS üzerinden görevi kabul etmelidir. Görevini kabul etmeyenler sınava katılamaz. ÖSYM, sınav güvenliğini sağlamak amacıyla görevlilere çevrim içi eğitim modülleri sunar. Bu eğitimlerde sınav salonunun hazırlanmasından tutanakların doldurulmasına kadar her detay anlatılır. Eğitimleri tamamlamak, görevin sorunsuz ilerlemesi için zorunludur.
Bir Toplumsal Güven Mekanizması Olarak Görevli Olmak
Bugün ÖSYM’nin yürüttüğü sınavlarda yüz binlerce görevli çalışıyor. Her biri, bireysel emeğini ulusal bir güven sistemine katkıya dönüştürüyor. Görevlilerin dikkat, sabır ve tarafsızlık ilkeleriyle hareket etmesi, milyonlarca öğrencinin geleceğine dokunan bir adalet duygusunu canlı tutuyor.
Bu yönüyle sınav görevliliği, sadece teknik bir görev değil; toplumsal bir sorumluluk ve modern Türkiye’nin eğitim tarihinin sürekliliğini temsil eden bir değerdir. Bir tarihçinin gözünden bakıldığında, ÖSYM görevliliği adaletin, eşitliğin ve bilginin sürekliliğini sağlayan modern bir “mülakat meclisi”dir.
Sonuç: Geçmişten Geleceğe Bir Sorumluluk Zinciri
ÖSYM sınavlarında görev almak, bireyin hem kendisine hem de topluma karşı sorumluluk bilincini yansıtır. Tarih boyunca bilgiye erişimin, fırsat eşitliğinin ve adaletin simgesi olan sınavlar, bugün hâlâ aynı amaca hizmet eder: liyakati korumak.
Bu yüzden her görevli, sadece bir sınav günü değil, bir tarih sayfası da yazmaktadır. Çünkü her dikkatli kontrol, her doğru uygulama, Türkiye’nin eğitim tarihine düşülen sessiz ama anlamlı bir nottur.